Sana Veda Edememek
Bazı vedalar dilde yer bulamaz, çünkü kalpteki ağırlığına kelimeler yetmez. Sana veda etmek, yüreğimi yerinden sökmek gibi bir şey olurdu. Veda edememiş olmak belki de kalbimde bir umut taşımak demekti; seninle bir kez daha karşılaşma ihtimaline sarılmak, ayrılığın gerçek olmadığını kendime inandırmaktı.
Hayat, bizi on yıl boyunca birbirimizden uzak tuttu. Ama sonra, o on yılın ödülü gibi, on gün sundu. Sanki geçmişin hasretini bu kısa zaman dilimine sığdırmamız gerekiyordu. Zaman hızla aktı, ama her anı, her bakışı, her kelimeyi kalbime kazıdım. Şimdi seni yeniden kaybetme korkusuyla baş başa kaldım.
Biliyorum, bu on gün belki bir sondu, belki de yeni bir başlangıç. Ama bugün, kalbim yine aynı şeyi söylüyor: On yıl daha beklemem gerekse, beklerim. Çünkü senin için beklemek, zamanın anlamını yitirdiği bir sabırdır.
Seni Allah’a emanet ediyorum. En güvendiğime, en çok sığındığıma… Derler ki, Allah’a emanet ettiklerini ölmeden bir kez daha görme ihtimalin vardır. İşte bu sözle avutuyorum kendimi. Biliyorum, Allah’ın planında kavuşmalar da ayrılıklar kadar mukaddestir.
Eğer bir gün bu satırları okursan, bil ki seninle geçen her an, on yıl beklemeye değerdi. Şimdi yolun açık olsun, ama kalbin hep bana yakın kalsın.
Seni Allah’a emanet ediyorum.
0 Comments