Ruhumun Yansıması
Bazen günlük koşturmacalar içinde kayboluruz, nehrin akışına kapılmış bir yaprak gibi sürükleniriz. Fakat bir an durup, derin bir nefes aldığımızda, içinde kaybolduğumuz dünyada aslında bir ruhumuz olduğunu hatırlarız. O ruh ki, bedenin en derin köşelerine kadar işler, düşüncelerimizin ve duygularımızın pusulası olur.
Ruhumuzun varlığı, yalnızca bir düşünce ya da inanç değil, bir gerçektir. Bizi biz yapan, her anımızda hissettiğimiz varlık duygusu, bizi doğruya ve yanlışa yönlendiren o ses… O, kaybolmuş olsak bile hep oradadır, bize kim olduğumuzu hatırlatır.
Bazen huzur ararız, bazen karamsarlık içinde bir çıkış yolu… Ama ruhumuz hep bir köşede, sessizce varlığını sürdürür, bize sabırla yol gösterir. Ruhumuzu anlamak, onu dinlemek belki de en büyük keşiflerden biridir. Çünkü bir insanın en büyük yolculuğu, kendisini anlamak ve kendi ruhunun derinliklerine inmektir.
Ve işte, tam bu noktada içsel benliğimizin farkına varmak, hayatta gerçek anlamda özgürleşmenin kapılarını aralar.
Ruhumun izinde, ben kimim sorusunun cevabını ararken, aslında her anımda bir adım daha atıyorum. Ve o adımlar beni, gerçek benliğime, derinliklerime, korkularıma, tutkularıma ve en nihayetinde sevinçlerime götürüyor.
0 Comments