Uzak Şehir
Yazının başlığı Uzak Şehir olunca ister istemez son günlerin popüler dizisi aklınıza geldi hemen değil mi? Evet güzel dizi en azından şuana kadar muhteşem ilerleyen bir dizi. Ama konumuz o değil. Gidemediğimiz ya da gitmek istemediğimiz her yer uzak değil midir insana? En yakınındaki insan bazen en çok uzak olduğun değil midir? Aradaki bağ koptuktan sonra ha metre olmuş, ha kilometre.
Bir şehrin çıkış tabelası kadar uzaksın bana. Sen gelmemden korkuyorsun, ben gitmekten. İkimize de sorsalar bu dünyada en çok kimi tanıyorsun diye, ben seni gösteririm muhtemelen, sen de beni. Ama gerçek olan şu ki ne ben seni tanımışım ne de sen beni. Aynı şehirde bile gözlerimi kapatıp geçerken bazı yollardan, uzak şehirlerde sana gelirim mi sandın? İnsan sevdasının peşinden gitmeli, sevdiğinin değil. Sevdiği iyi ya da kötü hak eder ya da hak etmez bazı şeyleri ama sevdası insanın, sevdası her şeyi hak eder en çok da ona saygı duyulmayı. Dedim ya bir şehrin çıkış tabelası kadar uzaksın bana. Adım atsam illa denk gelirsin bir köşe başında. O kadar çok korkuyorsun ki gelmemden, iki dakika oturup düşünmüyorsun bile. Bazı insanlar simit alırken harcadığı zamanı seni tanımak için harcamamış bile. Değil uzak şehirde olman, burnumun dibinde olsan gelmem ben sana.
Ben artık sevmiyorum seni, sensizlik kadar. Yokluğun daha güzel varlığından. Terkedilme korkusu yok, aldatılma korkusu yok, kimse kimseye değişemiyor artık beni. Kimse varken yokluğunu yaşatmıyor.
İnsanoğlu bu, kendinden olanı öyle bir sahiplenip, kendi kültüründen olmayanı yok sayıyor. Sen ağzınla kuş tutsan ne yazar, sahiplenilmeyen hep sahipsiz kalıyor.
Ben bir gün gelir diye beklemiyorum da acaba sen geldiğinde bulamam diye korkuyor musun hiç? Herkes yazdığım yazılara aldanıyor, kim bilir belki ben artık sadece sevdamı sahiplenip, onlarla yaşamayı seviyorumdur. İçindeki bütün kandırılmaları, aldatılmaları, nankörlükleri, dışlanmaları, kullanmaları, kötülükleri rafine edip sadece saf duygularımla yaşıyorumdur.
Ya da kendimi kandırıyorumdur kim bilebilir ki?
Yaş aldı başını gitti. Gönül yorgun, ben kırgın, sen…
YAZAMAYAN: AHMET KARADAYI
Bugün bir mesaj aldım. Aldığım mesaj aynen şu şekilde ‘cahil olduğun yazdığın yazıların kalitesinden belliydi de neyse’
Aslına bakarsanız umurumda olmaz bu tür şeyler. Sadece şu yüzden cevap vereceğim. Bu mesajı gönderen vatandaşın yazılarıma defalarca hayran olduğunu söylemesi dışında bir sıkıntı yok.
Cahillik, cehalet okumakla, araştırmakla, gezmekle, iyi bir arkadaşla geçer muhakkak. Ama ikiyüzlülüğe çare yok.
Şimdi buraya bir şeyler yazacağım kendini kimle kıyaslıyor bu kafayı yedi diyecekler, desinler.
Fatih Sultan Mehmet’e hayalperest dediler. Atatürk’e olmaz bu iş dediler. Daha binlerce isim sayabilirim size. Bu isimlerin ortak özelliklerinden biri başkalarının görmediğini görmek, hayata farklı pencereden bakmalarıdır.
Hiç kendinize şunu sordunuz mu? Ben cahil değil de siz geri zekâlıysanız ne olacak. “Öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz. Bu sadece başkaları için zordur. Aynı şey salak olduğunuzda da geçerlidir.”
Benden daha iyi olduğunu düşünen varsa burası herkese açık yazabilirsiniz. Hatta siz uğraşmayın CHATGPT sizin yerinize yazsın. Yok yazamıyorsanız haddinizi bilin.
Yazının şarkı tavsiyesi, HİRAİZERDÜŞ : KİMİM VAR Kİ SENDEN BAŞKA?
0 Comments