On Yılın Ardından Gerçekleşen Hayaller ve İlk Dans
Hayaller bazen hayatın karmaşası içinde unutulur gibi olur. Bir zamanlar zihinde parlayan o görüntü, yılların gölgesinde kaybolur. Ama kaybolmak ile yok olmak aynı şey değildir. Hayaller, sadece doğru zamanı bekler.
Aradan tam on yıl geçmişti. Bu süreçte yollar ayrılmış, hayatlar farklı yönlere savrulmuştu. Zaman, her şeyi değiştirmiş, izler bırakmıştı. O günlerin hayalleri, sanki çok uzaklarda bir yerde kalmış gibi görünüyordu. Oysa gerçek başka bir şeydi: Hayaller hep oradaydı, sadece derin bir sessizlik içinde sıralarını bekliyorlardı.
Ve o gün geldi. Yılların ördüğü mesafeleri aşarak buluştular. Bu buluşma, geçmişin bir özeti ve geleceğin ilk adımı gibiydi. Hayat, onları tekrar aynı noktada bir araya getirdiğinde, belki biraz şaşkındılar, ama mutluydular. Çünkü ne olursa olsun, hayallerinden asla tamamen vazgeçmemişlerdi.
İlk dans… On yılın ardından gerçekleşen bu an, tüm kayıpları ve aradaki yılların sessizliğini telafi eder gibiydi. Adımları, sadece müziğin ritmine değil, aynı zamanda yeniden buldukları uyuma eşlik ediyordu. Zamanın onları birbirinden kopardığı her saniye, şimdi bu anın değerini artırıyordu.
Bu dans, sadece bir hayalin değil, sabrın, inancın ve yeniden bir araya gelmenin kutlamasıydı. Ve belki de hayatın en büyük dersi, hayallerin hiçbir zaman gerçekten kaybolmadığını fark ettirmesiydi. Aradan yıllar da geçse, doğru zamanda ve doğru yerde, hayaller bizi yeniden bulur.
0 Comments