Kardelen Çiçeği

Kardelen çiçeğini bilir misiniz? Duru, boynu bükük, aceleci, zamansız bir çiçektir. Kaya kovuğunda, en sert toprağı delerken, karın altından fışkırırken rastlayabilirsiniz. İşte benim için kardelen çiçeği umudu simgeler. En umutsuz anda ummadığın anda çıkar karşına. Kirli insanların çok olduğu yerde bir tane kardelen çiçeği gibi bir insan yeter sana. Neleri başardığını, kim olduğunu, hangi dağları aştığını hatırlatır sana. Kendine getirir silkeler seni. Aynalar görüntünü hatırlatır sadece sana. Ayna gibi insanlar olması lazım yanında. Baktığında içini göstermesi lazım sana.

Doğrudur sokak köpeği bile olamayacakları başımızın tacı yapmışlığımız vardır. İster düzelir umudu deyin, ister aptallığından yaptın ama bildiğim tek şey değmeyenlere değer vermek sizin değerinizi yok etmez. BASİT İNSANLARA, HAFİF İNSANLARA AĞIR GELMENİZ ONLARIN SORUNUDUR. ONLARIN HAFİFLİĞİ. Tozlanmış altın gibi düşünün silersiniz geçer. Biri sizi silkeler geçer. Aptallıktan deyin yazmıştım ya az önce bir kitapta geçiyordu ( GÜLSEREN BUDAYICIOĞLU KRAL KAYBEDERSE)‘Dışarıdan bakanlar durumu hemen anlıyor ama bunu yaşayan anlamıyor. Bunun için aptal olmak gerekmiyor. Duygular zaten aptaldır, aklı yoktur duyguların.’

Hep kötü insanlar olacak değil ya iyi insanlarda var azizim. Mesela bir şey anlatıyorsun seni üzenlerle alakalı, şunu yazdım, bunu söyledim, bana şunu demişti, bunu istemişti, şöyle şöyle yazdım diyorsun; o kadar masum bir soru soruyor ki kalbinin bütün kırıkları kaynıyor, sanki bu dünya böyle insanlar var diye dönüyor anlıyorsun. O kadar kahpenin, şerefsizin, nankörün, ALLAH BELASINI VERESİCELERİN olduğu dünya böyle iyi kalpli insanlar için dönüyor.

Soruyu merak ettiniz değil mi? Sizi gidi gıybet meraklıları. Soru, yazdıklarına üzülmedi mi? O kadar masum işte, bilmiyor ki bu kirli dünyada üzenler, üzdüklerine üzülmez. ONLARI ÜZENLER BAŞKADIR. Ama onun bilmediği benim bildiğim, ÜZENLER ASLA GÜLMÜYOR.

KARDELEN ÇİÇEĞİ İLE İLGİLİ HİKAYELER

İlginç hikayelere konu olan kardelen çiçeğine ilişkin ilk hikaye aşağıdaki gibidir;

Kardelen çok sevdiği menekşe ile her baharda buluşurmuş ve onu etraftaki diğer çiçeklerden kıskanırmış. Kışın ortasına başka hiç bir çiçeğin açmaya cesaret edemediği ayaza rağmen aşkı ile birlikte olabilmek ve sevgisini gösterebilmek için yolunu gözlemiş ancak kimse gelmemiş. Kardelen çiçeği soğuktan değil ama yaşadığı hayal kırıklığına dayanamayarak karların üzerinde gözlerini kapamış.

Kardelen çiçeğinin bir başka hikayesi ise şu şekilde;

Kardelen çiçeği etrafındakilerin anlatımı ile daha önce hiç görmediği güneşe aşık olur. Güneşi gördüğünde canından olabilmenin hüznü vardır bir de içinde. Ancak, içindeki aşkı öyle büyütür ve derinleştirir ki her anında dua eder ve tek dileği güneşi bir kerecikte olsa görebilmektir. İçindeki tutku ile kavrulan kardelen bir gün Allah'ın karşısına çıkar ve der ki "Allah'ım bana güneşi görmek için bir fırsat ver" Allah'ta ona der ki sen narin bir çiçeksin güneşle karşılaştığında canından olabilirsin. Düşünmek için sana 2 gün veriyorum öyleyse, ya güneş, ya da canın. Kardelen artık düşünmeye başlar ve 2. günün sonunda Allah'ın karşısına tekrar çıkar ve aşkın onu adeta büyülediğini ve tercihinin güneşi görmek olduğunu söyler. Allah onun cesaretini takdir eder ve ama üzüldüğünü de ifade ederek dileğini gerçekleştirir. Kardelen güneşi görmek için can atarken bir anda karın içinden kafasını çıkarır ve güneşi görür ancak, canından olur. Herkesin kalbinde yer eden bu hikaye eğer aşık olursan kardelen gibi cesur ol. Kardelen kadar cesaretin yoksa aşık olma! şeklinde nasihatlere konu olur.

 yazamayan: Ahmet KARADAYI

YAZININ ŞARKI TAVSİYESİ: EBİ EBRAHİMİ : ROBABEH JAAN