Bugün geçmişten bir fotoğraf geçti elime. Gülümsüyorum bir tarafa bakarak. Üzerine yazdığım bir not; ‘’her maktul bir kez de olsa gülümsemiştir katiline’’ diye. Bir kez değil, bir çok kez gülümsetip güldürmüştür mutlaka. Ve güldürdüğü kadar, hatta çok daha fazla ağlatmıştır ama. Vaktin birinde şöyle demişti bir ŞEYTAN;’’ gözyaşlarımı silme. Bugüne kadar kim sildiyse yaşımı ağlattı’’ diye. Yanıldı, bu kez o çok ağlattı, gözyaşını sileni.
Basit geliyor değil mi? Mendili al eline, sil akan yaşları. Ben yüz temizlemekten bahsetmiyorum. Onu kendiler insanlardan daha iyi yapıyor yalayarak. Birinin gözyaşını silmek, acılarını silmektir. Geçmişte yâda o an yaşadığı ne acı varsa bir daha gün yüzüne çıkmayasıya dek kazımaktır. Lazer epilasyon gibi düşün yani. Sana acılarını unutturan yok eden birini ağlatmak nasıl bir insanlık, nasıl bir vicdan, sen düşün gayrı. Anladın mı şimdi niye ŞEYTAN oluyor canımız olanlar.
Şeytan olmak öyle kolay değil evreleri var. Önce canın olacak, canından can katacaksın. Sonra sırtından vuracak, öyle bir, üç, beş kez değil ama artık vuracak yer kalmayacak kadar. Son darbe gözlerinin içine baka baka kalbine. Bu onu AZRAİL yapar. Sonra yaptıklarını düşünürsün, karşılığında sana yapılanları. Bu arada hayatından dönüşü olmayacak şekilde gidenler olur, toprağa verirsin. Azrail de olsa yanında olsun istersin. Bakarsın, beklersin baktın olmuyor ararsın.
Üç beş günüm kalmış seninle mi uğraşacağım diyeni de var, ölsem seni aramak aklıma gelmez diyeni de. Bu hangi evreye geçiş ben söylemeyeyim, anladınız siz onu. Anlamayanlar da çok uğraşmasın zaten vicdan denilen şey öyle herkeste olmuyor.
Ne yazacaktım konu nereden nereye geldi yine. Belki de son yazılar bunlar kim bilir? İçimden yazmak gelmiyor artık. Yazdıkça daha çok hatırlıyor sanki insan. Geride kalsın yazılar, anılar. Yırtıp atmak lazım fotoğrafları. Gözün gibi sakladığın fotoğrafları, bilgisayar bozulsa bile kaybolmasın diye söküp alırsın kaydettiğin parçasını. Hard disk midir söktüğün, yoksa unutmaktan korktuğun geçmişin mi? Kim bilir…
Belki zamanı gelmiştir unutmanın, unutulmuşuz nede olsa. Unutulmasak haberimiz olurdu, haber ederdi. İlla bir ses, bir işaret gelirdi. Silmek lazım gelir şimdi tüm o sakladığın fotoğrafları, sıkmak lazım KOKU’sunu unutmamak için, sakladığın içinde kalan son parfüm damlasını.
Yazının başı neydi, konu ne olacaktı nereye geldi. Çıkamadık madem bu bataklıktan, çırpınmayı bırakıp yazıyı bitirelim.
İlk sözümüz son sözümüz olsun. Siz göremeseniz de benim gördüğüm fotoğrafı, her maktul bir kez de olsa gülümsemiştir katiline.
Ahmet KARADAYI.
Bu yazının şarkı tavsiyesi, UĞUR IŞILAK: SENDEN İZ ARADIM..
0 Comments