Yılanların Öcü
Gerçekten gariptir insanoğlu, bir kere zarar gördüğü şeyden ömür boyu korkup kaçar da, cinsinden kaçıp korkmaz ne kadar zarar görse de. Bir kere köpek ısırsa boşver ısırmayı havlayıp sarsa, korkup yaklaşmaz yanına. Ama kendi cinsine öylemi ya!!
Defalarca kırılır, üzülür, parçalanır ama kaçmaz onlardan yine de. Hayvanları severim gerçekten ama korkarım yaklaşmaya.
Kucağında gezdirene, yanında gezdirene dünyanın en cesur insanları gözüyle bakarım, asıl tehlikeli olanları KALBİMDE
GEZDİRDİĞİME HİÇ BAKMADAN BİRDE…
Mesela ben; bir kere köpek ısırdı, bir kere arı soktu onlardan korkup kaçarım. Yılanın ölüsünü görsem yolumu değiştiririm. Ama ne yılanlar besler insan kalbinde. O yılanların öcü hiç bitmez bizimle. Sokarlar, giderler, gelirler, sokarlar… Böyle devam edip gider yılanların öcü.
Ama defalarca zarar görmüşken insandan yine akıllanmam, korkmam, kaçmam.
Bir insan kaç aşka gebe kalıp da kaç kez düşük yapar? İçimde ölen biri var deyip dururuz da kaç biri öldü bugüne kadar? Ölen içimizdeki mi biz miyiz, bilemedim. Bildiğim içinde ölü taşıyan dışında da yaşayamıyor. Her nefes alanın kalbi atmıyor..
Cam gibi diyorlar insanoğlu için kırıldıkça keskinleşen. Ama ne garip kıranı hiç kesmeyen, düzeltmeye, onarmaya çalışanı her defasında kesen, yaralayan, KANATAN.
Sakın yanılma ama cam tutmayı bilen camdan anlayan, CANDAN DA anlar sanma. Cama verdikleri değeri CANA vermezler hayatta.
İlla birinden korkacaksa insan, hayvandan değil, defalarca güvenip canını yakandan korkmalı kısaca…
Bu son hazanıdır ömrümün eyvallah.
yazamayan : ahmet karadayı
YAZININ ŞARKI TAVSİYESİ: MÜSLÜM GÜRSES : YAŞADIN DA NE GÖRDÜN
0 Comments