“İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez…” diye yazmış YAŞAR KEMAL. Ben o sözden biraz daha büyük, ama kendimden çok daha büyük bir söz söyleyeceğim. Muhtemelen de içini dolduramayacağım.
İNSAN BİR GÜN BİRİNİ ÖZLER, VE BİR DAHA KİMSEYİ ÖZLEYEMEZ.
Nasıl oluyor o iş deme inan bilmiyorum bende. Aslında bilmemek değil de anlatamamak bende ki yara. Zaten bu tür yazıların, kitapların okunmasının tek sebebi bu değil midir aslında. Aynı benim yaşadığım şeyler, hissettiklerimiz de aynıymış bak YARALARIMIZ AYNI. Anlatamayız ama anlarız biz, bir birilerimizin yaralarını, YARALARIMIZI.
Neden özlemez, daha doğrusu özleyemez? Aklın, yüreğin tamamen başkası ile doluyken, başkasının eksikliği ile doluyken nasıl özleyebilirsin bir başkasını? Bedenin başkasını ararken, ona yanarken nasıl arar başka bir bedeni. Birinin eksikliği ile dolup taşmışken, başkasının eksiliğini nasıl fark eder ki? Başkasının yokluğu ona eksik gelmez ki? Benim anlatmam zayıf, ben sana kestirmeden gideyim.
Kalp krizi geçiren birinin, tırnağı kırılsa umurunda olur mu?
“İnsan bir kere birine geç kalır ve
bir daha hiç kimse için acele etmez…”
YAŞAR KEMAL
İnsan defalarca aşık olduğunu düşünür ama bir kez gerçekten aşık olur. Sonrasını hiç sorma çünkü sonrası yoktur.
İnsan bir gün birini özler
ve
bir daha kimseyi özleyemez.
AHMET KARADAYI..
Hamiş : Belki bundan sonra ki yazının konusu şeytan nerede? nereye gitti? BAŞKASININ ŞEYTANI OLMAYA MI BAŞKALARINDAN ŞEYTANLIK BULMAYA MI?
Bu arada hamiş nedir ?Eskiden mektup altına yazılan kısa nota HAMİŞ denirdi.
0 Comments