Ege’nin İncisi Zeytin
Zeytin, farkında olmasak da hayatımıza yerleşmiş en önemli meyvelerden biri aslında. Acıktığımızda yemek yoksa bir dilim ekmekle beraber en büyük kurtarıcımız, kahvaltılarımızın olmazsa olmazı bir hayat meyvesi zeytin. Hayat meyvesi dememizin bir sebebi daha var; kutsal kitaplara, yaratılış ve kurtarılış efsanelerine göre zeytin bütün ağaçların ilki ve bu yüzden zeytin yetiştiriciliğinin tarihi de insanlık tarihi kadar eski. Zeytin kültürüne dair anlatılar genellikle Ege’nin karşı kıyısına odaklansa da zeytin dendiğinde Anadolu bir coğrafya olarak önem arz eder ve iklimi açısından da zeytin yetiştiriciliğine oldukça elverişlidir.
Ancak bu elverişliliğe rağmen zeytin tarımının çok da gelişmiş olduğu söylenemez.
Çünkü tarımsal teknik ve teknolojik gelişmeler hâlâ zeytin tarımını geliştirme amaçlı kullanılmıyor. Ne yazık ki hasat yapılırken çırpma yöntemi kullanıldığından dallar ve ağaç büyük ölçüde zarara uğruyor. Sulama, gübreleme ve budama gibi uygulamaların gerektiği şekilde yapılmaması da verimliliği oldukça etkiliyor.
Periyodisite denilen dönemlerdeki verim takip edildiğinde tekniğin ne kadar önemli olduğu görülebilir.
Zeytin yetiştiriciliği yapmak isteyenlerin zeytin ağacına dair bilmesi gereken en önemli özellik, ağaçların bir yıl çok ürün verirken bunu takip eden yılda daha az ürün vermesi. Buna periyodisite deniyor ve zeytin ağacının genetik bir özelliği. Yetiştiriciler arasında bu dönemler var yılı-yok yılı olarak da biliniyor ancak büyük ölçüde bilinmeyen bir şey var ki bu periyodların verim üzerindeki etkisi yetiştirme biçimiyle oldukça aza indirilebiliyor. Türkiye’de bu dönemlerin verime etkisi yüzde 50 civarlarındayken İspanya’da oran yüzde 20. Yani yok yılını vara çevirebilmek; ürünü çırpmadan toplayarak, budama ve gübrelemede modern teknikleri kullanarak mümkün.
Modern teknikleri kullanmanın temelde üç amacı vardır.
Bunlar birim alandaki ağaç sayısını artırmak, birim alandan alınan ürünü artırmak ve kaliteli ve sağlıklı ürün elde etmektir. Yani esasında tarımla uğraşan herkesin almak istediği sonuçlar modern zeytin yetiştiriciliği yapmak isteyenler için de geçerlidir. Ancak dikkat edilmesi gereken noktalar zeytin konusunda ağaç üzerinden fark gösterir. Örneğin, gemlik gibi küçük taç yapan çeşitlerde dikim aralığının 4×6 olması tavsiye edilirken, ayvalık gibi büyük taç yapan çeşitlerde 6×8 önerilir. Aynı şekilde dikim şekli de arazinin durumuna göre belirlenmektedir. Hafif meyilli alanlarda meylin aksi yönünde üçgen dikim yapılırken sıra arası mesafelerin eşit olduğu dar alanlarda kare ekim yapılır.
Zeytin, genellikle diğer ürünlerin yetiştirilemediği zor koşullarda yetiştirilebilen bir bitkidir.
Dikeceğiniz ağaç ilk meyvesini 7-8 yaşındayken verecektir.
Ortalama ömrü 300-400 yıl olan bir ağaçtan bahsediyoruz. 7-8 yıl beklemek biraz zor gelse de zeytininizin sizden sonra nesillerce ürün verecek olduğunu bilmek güzel bir duygu olmalı.
Zeytini bu kadar konuşup da Canan Karatay’ı anmamak olmazdı. Zeytinyağının her derde deva oluşu hepimizin malumu. Ama görünen o ki en çok o seviyor.
şarkı; Erol Evgin ‘Önde zeytin ağaçları , arkasında yâr.’
Zeytini anlattınız birde zeytin dalının barışın simgesi olduğunuda söyleseydiniz de tam olsaydı yazınız emeğinize sağlık..??
Yorumunuz için teşekkürler.İyi bi konuya değindiniz lakin onun yeri ayrıdır uzun uzun yazmak gerekir 2 cümle ile geçiştirmek hoş olmazdı…