Rüyalar Ve Gerçekler
Rüya ile ilgili daha önce yazdığım bir cümleyi ararken fark ettim ki daha önce rüya ile ilgili bir şeyler yazmışım. Kafama takılan cümle ‘ Rüyalar, YARADANIN sevdadan yanan kullarına ilacıdır’Cümlesiydi. Kafama yatmayan, aklımın almadığı ne biliyor musunuz? Birini rüyanızda görüyorsunuz, omzunuza yatıyor ve o sıcaklığı gerçek gibi hissediyorsunuz. Bir rüya bu kadar nasıl gerçek olabilir? Nasıl bu kadar huzur verebilir? Çözemedim, bilemedim, anlayamadım…
Ama rüyalarla ilgili bir şeyi fark ettim. Gördüğünüz kişiyi hiç gitmemiş, hiç bitmemiş, sırtınızdan vurmamış gibi hatırlıyorsunuz. Şuan gerçeği olsa zerre huzur vermeyecekleri, kahpeliklerinden önceki haliyle görüyorsunuz. Nasıl oluyor da bilinçaltı, üstü, yanı başı sonrasını hatırlamıyor. Hatırlamak, görmek istemiyor bilmiyorum. Sanırım rüyaların da kahpeliklere alerjisi var o konular onda bulantı yapıyor.
İnsan bu yüzden rüyalarda daha mutlu sanırım, gerçeği, sonrasını, son yediği kurşunu hatırlamıyor.
Yazılarımda argoya, küfürü biraz fazla okuyorsunuz farkındayım. İnanın tutabildiğim kadar da tutuyorum kendimi. Ama haşa ne Peygamberim taş atana çiçek atacak, ne de Mevlana’yım ne halt yemiş olursan yine gel, yine ağzıma …
diyecek.
Hani CAN YÜCEL’e ait olduğu söylenen diziler var ya ‘Şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz, lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz’? diye ben öyle anasını babasını karıştırmıyorum kimsenin yanlış anlaşılmasın bu kısmı. Ama bilmem kaç zaman önce çektirdiğim bir fotoğrafı gördüğümde o an ne hissettiğimi hala hatırlayıp içim cız ediyorsa birilerinin yüzünden onlara da hayır dua etmemi de beklemeyin benden.
Başka bir şairin de dediği gibi ‘AŞIRI NEZAKET, İKİ YÜZLÜLÜKTÜR ‘
BU YAZININ ŞARKI TAVSİYESİ: CELO BOLUZ, CEM ADRİAN : RÜYA
YAZAMAYAN : AHMET KARADAYI
0 Comments