Dağıldım Sonunda…
Bazen sevmek yetmiyor. Bazen dünya, sevgiyi taşıyacak kadar geniş olmuyor. Bazen yollar paralel başlıyor, ama asla kesişmiyor. Bizim gibi.
Beni sevdiğini bilmek, içimde bir teselli gibi. Ama aynı zamanda tarifsiz bir acı. Çünkü bilmek, ama dokunamamak… Çünkü duymak, ama sarılamamak… Çünkü hâlâ kalbim sende, hâlâ senden başkasında durmuyor gözlerim. Hâlâ gece yatağa uzandığımda, yalnızca seni düşünüyorum.
“Ben sana hasretim, sen bensiz cennette.”
Ne kadar da doğru… Sen bir yerlerde, hayatını kuruyorsun belki. Gülümseyerek, alışıyorsun bensizliğe. Ben mi? Ben hâlâ aynı yerdeyim.
Hâlâ seni bekleyen bir cümlede, hâlâ bitmemiş bir şiirin ortasında… Hâlâ seni yazarken, kendimi siliyorum yavaşça.
Biliyor musun, sana dair her şeyi saklıyorum içimde. Bir sesin, bir gülüşün, bir bakışın… Zamanla silinir sanmıştım, unutulur sanmıştım. Ama her geçen gün, seni yeniden keşfediyorum içimde. Adeta seninle büyüyorum, ama sensiz kalıyorum.
“İstemem artık, bitsin kalbim.”
Bazen ben de diyorum bunu. Bitsin, kurtulayım bu yükten. Ama sevmek böyle bir şey değilmiş. Sen gitmiş olsan bile, kalbim hâlâ seninle yaşamaya devam ediyor. Aşka sadakat değil bu, çaresizlik. Belki de en sahici olanı buymuş. Kavuşamamak ama asla kopamamak.
Ben seni beklemiyorum. Çünkü beklemek, bir gün gelme ihtimaline inanmak demek. Ben inanmıyorum artık… Ama vazgeçmiyorum da. Sadece seni içimde yaşatmaya alıştım. Sesin, suskunluğumda yankı oluyor artık. Yokluğun, günümün en tanıdık hali.
“Kırıldım sonunda…”
Ben kırılmadım sevgilim. Ben paramparça oldum. Ama hâlâ seni sevmekten vazgeçmedim. Kalbimde hâlâ sana açık bir pencere var. Gelmen mümkün değil, biliyorum. Ama oradan esen her rüzgârda, seni kokluyorum.
Sevdiğim, imkânsızım, sonsuzum…
Dağıldım sonunda.
Artık biliyorum ki,
Hiçbir şey bizi geri getirmez asla.
0 Comments