Girebi ne demek? Ne işe Yarar?
Kelime Anlamı
Ucu karga gagasını andıran küçük balta.
GİREBİ
Girebi, öyle bir araç ki…
Diğer yörelerimizde bir benzeri var mı bileme9yeceğim amma…
Giresun, Ordu ve Trabzon illerimizin vazgeçilmezleri arasında olduğu da bir gerçek.
Kafası demirden, sapı 60-70 santimetrelik ağaçtandır.
Hafiftir, zariftir; elde, belde taşıması kolaydır.
Yerine göre kadınlar da kullansa bile…
Yediden yetmişe her köy erkeğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Hatta aksesuarı da, diyebiliriz.
Kazmayı, meğeli, baltayı, nacağı, girintiyi ahırda muhafaza edebilirsiniz ama…
Girebinin ayrıcalığı vardır.
Onun yeri daha çok; eşik dibinde bir raftır, mısır ambarının üzeridir, terektir…
Çünkü her an elimizin altında bulunmalıdır.
Onsuz bağa, bahçeye çıkılmaz.
Önce özenle-bezenle bir güzelce köstereye çekilir.
Sonra yakındaki bir kesek parçasıyla deneme yapılır.
İyice keskinleştiğine kanaat getirildikten sonra…
“Girebi alayım mı (Fadimem)…
Ormana dalayım mı?
Bir yar ilen olmuyor (Fadimem)
Bir daha alayım mı?” diye başlayan Ordu türküsündeki gibi…
Artık bir ormana ya da fındık bahçesine dalma zamanı gelmiştir.
Girebi…
“Hızır Acil Servis” gibidir, adeta!
Asli görevinin yanı sıra; balta, nacak, bıçak, girinti, keser… görevini de üstlenir.
Her türlü “ahval ve şeraitte” hazır ve nazır…
İmdada yetişen bir Hızır’dır!
İnsanın kesme, biçme dürtüsünü tahrik eder…
Önünüzü engelleyen lüzumsuz bir dal parçasına, çalı-çırpıya, çorta-dikene, ota-sarmaşığa “şak” diye indirmeden geçemezsiniz.
Ağzı; kurt vurmuş veya kurumuş üğümleri atlamaya, alaf kesmeye, ağaç budamaya, odun yapmaya, çalı çırpmaya, çangal ucu yüğlemeye…
Gerektiğinde meyva soymaya, gerektiğinde zıpcuk yapmaya ve gerektiğinde de yılan öldürmeye…
Sapı; arada bir, “ohaa…geh geh…”den anlamayan, söz dinlemeyen ineklerin sağrısına hafifçe şaklatmaya…
Destursuz bahçeye girip meyve aşıran afacanların poposuna patlatmaya…
Kafaya yakın kısmından sıkıca kavrayıp kemençe çalma taklidi yapmaya…
Küpüsü; ihtiyaç halinde keserin görevini üstlenip çivi çakmaya; fındık, ceviz kırmaya; kazık çakmaya…
Gegeği; kesilen dalları, çalı-çırpıları gelberi gibi çekmeye; can sıkıntısından arada bir toprağı eşelemeye, şekiller çizmeye yarar.
Uzun sözün kısası girebi…
Sıcak bir dost, sadık bir arkadaş, iyi bir yoldaştır.
Onunla kendinizi güvende hissedersiniz.
Hepsi bir yana da…
Hele, iki kolla arkadan şöyle bir kavrayıp, çalımlı çalımlı yürümek yok mu…
O bile girebi taşımaya değer!
Sonuç olarak Karadenizli için illa da;
“At, avrat, girebi”…
Başka yolu yok abi!
Türklük gururu gönlünüzden…
Vatan sevgisi kalbinizden…
Besmele dilinizden
Girebi elinizden hiç düşmesin, sevgili dostlarım.
Kalın sağlıcakla…
0 Comments