Srinivasa Ramanujan Ünlü Matematikçi Şaşırtıcı Hikayesi
Srinivasa Ramanujan, kendi kendini yetiştirmiş bir dahiydi. 3900 den fazla Matematik teoremini tamamen kendi başına çözmüştür. Ayrıca, hayatı ” The Man who knew infinity” filmine de konu olmuştur.
Filmini de gayet güzel ve ilginizi çekebilecek bir film tavsiye edebileceğim türde bir film.
Bir kutu el yazması ve üç defter. Yirminci yüzyılın başlarındaki kısa süreli yaşamıyla dikkat çeken Hint matematikçi Srinivasa Ramanujan’ın çalışmalarından geriye kalanlar bunlardan ibaret. Yine de matematiksel mirasın bu küçük zulası hala şaşırtmaya devam ediyor. Emory Üniversitesi’nden iki matematikçi, Ken Ono ve Sarah Trebat-Leder, onun sararmış sayfaları içerisinde büyüleyici bir keşif yaptılar. Bu keşif Ramanujan’ın zamanının tahmin edilenden çok daha ilerisinde olduğunu gösteriyor ve matematik tarihindeki bazı mihenk taşları arasında güzel bir bağlantı sağlıyor. Ve her şey, zararsız görünen 1729 numarasına kadar uzanıyor.
Ramanujan’ın hikayesi trajik olduğu kadar ilham vericiydi. 1887’de Madras’a (şimdiki Chennai) yaklaşık 400 km mesafede küçük bir köyde doğan Ramanujan, genç yaşta matematiğe merak sardı ancak bu tutkusunu çoğunlukla yoksulluk içinde ve yalnız sürdürmek zorunda kaldı. Ta ki 1913 yılında Cambridge’teki ünlü sayı kuramcısı G.H. Hardy’ye bir mektup yazmaya karar verene kadar. Bu aceleci istenmeyen mektuplara alışkın olan Hardy, oldukça alışılmışın dışındaki mektubu doğrudan çöp kutusuna yollayabilirdi. Fakat öyle yapmadı. Yazarın dehasını fark eden Hardy, 1914’te geldiği Cambridge’e Ramanujan’ı davet etti. İlerleyen yıllarda Ramanujan, Hardy’nin onun yeteneğine olan inancının karşılığını fazlasıyla verdi ancak kısmen İngiliz iklimi ve yemeklerinin de etkisiyle sağlık sorunları yaşadı. Ramanujan 1919’da Hindistan’a döndü, hala güçsüzdü ve bir sonraki yıl daha 32 yaşındayken hayatını kaybetti. Daha sonra Hardy, Ramanujan ile birlikteki çalışmasını “hayatımdaki tek romantik hadise” olarak nitelendirdi.
Taksi Numarası
Romantizm, Hardy-Ramanujan öyküsünde merkezi bir rol oynayan 1729 sayısına da yansıdı. “Bir keresinde Putney’de hasta olduğu zaman (Ramanujan’ı) görmeye gittiğimi anımsıyorum,” diye yazdı Hardy. “1729 numaralı bir taksi ile yolculuk yaptım ve bu sayının bana oldukça sıkıcı geldiğini ve bunun olumsuz bir işaret olmadığını umduğumu söyledim. ‘Hayır’ diye yanıtladı, ‘Çok ilginç bir sayı; iki küpün toplamı olarak iki farklı şekilde ifade edilebilen en küçük sayıdır.’ ” Ramanujan’ın kastettiği
1729=13+123=93+103
idi. Bu anekdot, matematik camiasında 1729 numarasına ün kazandırdı, ancak yakın zamana dek insanlar Ramanujan’ın merak uyandıran şöhretinin onun beyninde taşıdığı rastgele olgulardan kaynaklandığına inanıyorlardı. Bunlar tıpkı bir tren gözcüsünün tren varış saatlerini hatırladığı gibi onun zihninde beliriyordu. Aynı zamanda, Ono ve Trebat-Leder’in keşfi bize bunun sadece buzdağının görünen kısmı olduğunu gösteriyor. Aslında Ramanujan, zamanının birkaç on yıl ötesinde ve bugün bile matematikçiler için ilginç sonuçlar doğuran bir teori geliştirmekle meşguldü. Sadece yayınlayacak kadar uzun yaşamamıştı. Keşif, Ono ve matematikçi Andrew Granville’in Cambridge’teki Trinity Üniversitesi’nin Wren Kütüphanesi’nde tutulan Ramanujan’ın kutusundaki yaprakları karıştırırken geldi. “Kütüphanecinin masasının hemen yanında oturuyorduk, Ramanujan’ın kutusundan müsveddeleri sayfa sayfa çeviriyorduk,” diye anımsıyor Onu. “Üzerinde 1729’un küplerin toplamı olarak iki farklı temsili olan bu sayfayla karşılaştık. Ve o an gülmeye başladık.”
0 Comments