Kırık Cam Teorisi
Bir daha asla sesini duymayacağın kişiyi rehberinde tutmak israftır. Ya da hayatın boyunca karşılaşmayacağın birinin fotoğraflarını saklamak aptallık. Gözüne sokmaya çalıştığı şeylerle yetinmeyi bırakacaksın bu hayatta. Birisi bana sen çok affedicisin demişti. İnsanlar genelde böyledir işte, sen affediyorsun diye yapmaya devam ederler. Bilmezler ki bardağı taşıran da küçük bir damladır. Birileri bir yere çöp attıysa, sırf orada çöp var nasıl olsa diye başkaları da atar. İnsan ilişkileri de böyledir işte, kırık tarafınızı gösterirseniz daha çok kırarlar.
Kırık cam teorisi: Buna göre bir binanın çoğu camı kırıksa insanlar diğerlerini kırmakta çekinmezler ve bunu suç olarak görmezler. Hayat da buna benzer, insanlara kırıklarımızı gösterdikçe kırmaktan çekinmezler.
Sizinle konuşmaya tenezzül etmeyen biri, sizin numaranızı niye silmez? Vazgeçemediği için mi? Özleyip, özleyip baktığı için mi? Size 1 dakikası olmayan biri, sizi sadece 112 acil yardım olarak görür. Hani herkesin evinde bir gün lazım olur diye bir kenara atılan, yüzüne bile bakılmayan eşyalar vardır ya, hah işte siz o eşyalar gibisiniz onun için.
İnsan bazen gördüğü rüyaları çok abartıyor sanırım. Gereksiz yere gözümüzde büyüttüklerimiz, gönlümüzde de çok büyümüş. Yaşananlar, paylaşılanlar sadece bizim için önemliymiş. Unutmayın! Yanınızdayken kıymet bilmeyen, sonrada bilmez. Saçma sapan kitaplara, filmlere, şarkılara, yollara, fotoğraflara anlam yüklemenin gereği yok. Biz sadece, kimsesi olmayanın can sıkıntısını gideren bir oyuncağı olduk. Hem ne demişler; körün gözü açıldığında kırdığı ilk şey bastonudur.
Bırakın, ay tutulsun, güneş tutulsun, insan insana tutulmasın. Her tutulmada vardır bir karanlık taraf. Her ilişkinin sonudur, biri yalancı, diğeri yabancı. Ama seven hep yaralı.
Yazının şarkı tavsiyesi: HİRAİZERDÜŞ: şu benim ağlayan gönlüm
YAZAMAYAN: AHMET KARADAYI
0 Comments