Çocukluğumu Arıyorum
Köhnemiş, olgunlaşmış meyvelerin içinde, elime aldığım her domatesde çocukluğumu arıyorum. Nasıl mı oluyor? Mesele köhnemiş bir armut geçiyor elime, tadı hemen dedeme, babaanneme götürüyor yani direk çocukluğuma. Dişleri takma oldukları için özellikle meyvelerin olgunlaşmışlarını seçerlerdi. Armutları eğrelti otunun altına gömüp kışın ayazından karından koruyup olgun olgun yerlerdi. Tabi ki çıkarmaya beni gönderirlerdi. Yaş kaç mı o zamanlar? 6-7-8 zaten 10 yaşında kaybettim ben dedemi. Daha ağaçlar bile yaprak dökmeye başlamamışken bir Eylül sabahı, dedem kayıp gitmişti bırakıp beni. Kayıp gittiği o sabah sevk edildiği hastanenin aciline girerken Amedimin sesini duydum, getirin bana onu demiş yanındaki babama. İsmini aldığım dedemin yanında olamadım o yağmur çiseleyen Cumartesi sabahı. Ayın 7’si günlerden Cumartesi. Belki inanmayacaksınız ama çok uzun bir zaman 7 rakamına, Cumartesi gününe ve Eylül’e gıcık oldum, sevmedim ta ki Eylül bana vedaları değil de kavuşmaları hatırlatana kadar. Babaannemi de çok yıllar sonra Eylül’e çok yakın bir zamanda kaybettim.
Domatesi kokluyorum hala kaç yaşına geldim hala kokluyorum. O mısır tarlasından, mısır, fasulye, kavun, karpuza beraber dikilmiş mis gibi kokan o domatesleri arıyorum hala.
Ne zaman bir türkü çıksa, yine çocukluğum geliyor aklıma. Saygı değer adminin şuan hobi atölyesi olarak kullandığı o atölyeden 7/24 açık radyodan çalan türkülere gidiyorum istemsiz bir şekilde.
Bugün fark ettim ki aslında ben meyvelerin tadışını, kokusunu değil de çocukluğumu arıyormuşum. Türküler herkesi nereye götürür bilmem de beni çocukluğuma götürüyor her seferinde.
Ve yazıyı yazmaya başladığımda fark ettim ki ben çocukluğumu, en çok da dedem ile babaannemi özlemişim.
YAZAMAYAN : AHMET KARADAYI
Yazının türkü tavsiyesi : HALİMİZ AHVALİMİZ KOROSUNDAN : AŞAN BİLİR KARLI DAĞIN ARDINI
0 Comments