Amasra Nerede, Nasıl Gidilir?
Dünya Sultanı Fatih Sultan Mehmed'in, "Lala, lala Çeşm-i Cihan bu mu ola"('dünyanın gözü')dediği yerdir AMASRA. AMASRA BARTIN'ın küçük şirin bir ilçesi. Tarihi 3000 yıl öncesine dayanır. Ama her yeri tarih, her tarafı deniz, her tarafı gezilmeyi keşfedilmeyi bekleyen saklı cennet bahçesi. AMASRA, BARTIN'a 15 km mesafede.
Amasra’ya Nasıl Gidilir?
Amasra’ya ulaşabilmek için öncelikle Bartın sınırına girilmiş olması gerekmektedir. İstanbul’dan seyahat edecek yolculara Ankara karayolunu kullanması tavsiye edilmektedir. Ankara’dan yaklaşık 4,5 saat sürecek bir yolculuktan sonra Amasra’ya varılmaktadır. Bartın sonrasında Amasra’ya iki farklı güzergahtan ulaşılabilmektedir. Bunlardan biri köy yollarından oluşurken diğeri yeni sayılabilecek inişli bir yoldur. Her iki yol için de kara yolu üzerinde yön tabelası bulunmaktadır. Şahsi araçların dışında neredeyse büyük şehirlerin hepsinden Amasra hattına hizmet veren otobüslerle de Amasra’ya gidilebilmektedir.
Ağlayan ağaç, Tavşan Adası ve Çekiciler Çarşısı, Müzesi, Kemere Köprüsü, Amasra Kalesi gezilecek yerler arasındadır.
Amasra Tarihi Yerler Nereler?
Amasra Kalesi, Amasra Müzesi ve Kemere Köprüsü tercih edilmektedir. Amasra Kalesi, 2013 senesinde UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiştir. Bu kale Sormagir ve Zindan Kalesi olmak üzere iki farklı bölümden oluşmaktadır. Eskiden bir ada sayılabilecek konumda olması kalenin iki farklı bölüme ayrılmasını kanıtlar bir nitelik taşımaktadır. Amasra Kalesi; Roma, Osmanlı ve Bizans İmparatorluğu ile Ceneviz Devleti zamanında aktif bir şekilde savunma amaçlı kullanılmıştır.
Kemere Köprüsü, ilçenin ada kısmını ana karaya bağlama işlevi üstlenmektedir. Ağlayan ağaca giderken de Kemere Köprüsü üzerinden geçilmektedir. Köprünün Roma İmparatorluğu zamanında yapıldığı düşünülmektedir.
Amasra Müzesi binası, aslında 1884 senesinde başlanan Bahriye Mektebi’ne aittir. Ancak bu bölgede bir müze ihtiyacı oluşunca, böyle bir dönüşüm geçirmiştir. Amasra Müzesi, toplamda 4 farklı salona bölünmüştür. Salonlardan ikisinde ağırlıklı olarak Roma ve Bizans döneminden kalma eserler sergilenmektedir. Diğer ikisinde de Osmanlı Devleti döneminden kalma etnografik eserlere yer verilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda uzunca bir süre kapalı olan müze, restorasyon sonrasında tekrar ziyarete açılmıştır.
0 Comments